Hindistan Nasıl Bir Yer?

Namaste!

Eminim hepimiz Hindistan hakkında bugüne kadar pek çok şey duymuşuzdur. Özellikle buraya gitmeyi düşünenler için “her yer çok pis, çok kalabalık, aman yediğinize içtiğinize dikkat edin” gibi uyarılar listenin en başında yer alıyor. Söylenenlerin doğruluk payı nedir? Hindistan gerçekten nasıl bir yer? Kendi seyahat deneyimim ışığında merak edenleri elimden geldiğince aydınlatmak istiyorum.

Öncelikle ilk iki savı doğrulayarak başlayacağım maalesef. Seyahat etmiş olduğum Yeni Delhi (New Delhi), Agra ve Caypur’u (Jaipur) kapsayan Kuzey Hindistan’da, diğer bölgelerde de olduğunu tahmin ettiğim ciddi bir çöp sorunu var. Şehirlerin dört bir yanında dağ gibi yığılmış çöpler bulunuyor. Bu denli kalabalık bir ülkeden bu kadar çok çöp çıkıyor olmasına şaşırmamak lazım tabi. Öyle bir kalabalıktan bahsediyoruz ki, neredeyse dünya üzerindeki her altı insandan biri Hintli! 1 milyar 300 milyonluk nüfusu ile Çin’e kafa tutmasına karşın Çin’de herhangi bir çöp problemi ile karşılaşmadığımı da belirtmeliyim.

Hindistan’daki çöp sorununun nedenini sorduğumda devletin vergi toplamakta zorluk yaşadığı, belediyelerin bu iş için yeterli bütçesinin olmadığı cevabını aldım. Yani belediyecilik oldukça zayıf. Hintliler de bu durumu kanıksamışa benziyorlar. Kendi adıma sınırlı bir süre idare edilebilir olduğunu düşünsem de, hijyen takıntısı olanları zorlu bir seyahatin beklediğini söyleyebilirim. Ancak otel ve restoran gibi iç mekanlarda herhangi bir hijyen sıkıntısına denk gelmedim.

Çöp sorunu bir yana Hindistan’da başka büyük problemler de mevcut. Bunların başında kuşkusuz trafik geliyor. Trafik her daim yoğun olmakla birlikte herhangi bir kuralın varlığı hissedilmiyor. Her an her yerden bir motorsiklet, bisiklet, tuk tuk veya araç çıkabiliyor. Karşıdan karşıya geçmek büyük bir dikkat gerektiriyor; yaya geçerken durmak veya yavaşlamak gibi bir alışkanlıkları yok. Hiç durmayan korna sesleri çevre kirliliğinin yanına gürültü kirliliğini de ekliyor. İstanbul’un trafiğine şükrediyorsunuz.

Çok sayıda aracın bir başka olumsuz sonucu daha var; hava kirliliği. Kalitesiz benzin kullanımı dolayısıyla ciddi bir hava kirliliği söz konusu. Kirlilik sebebiyle çoğu zaman havada yoğun bir pus oluyor. Özellikle Asya’dan ziyarete gelenlerin bir çoğu bu kirlilikten korunmak için filtreli maskeler takıyorlar. Bu konuda hiç de haksız sayılmazlar. Yeni Delhi’nin trafiğinde araçların arasında bisikletlerle yaptığımız turda nefes almakta zorlandık, ağzımızı giysilerimizle kapatmak zorunda kaldık.

Bunca olumsuzluktan art arda bahsederek Hindistan’a haksızlık etmek istemiyorum. Ülkenin çok farklı bir enerjisi var. Bütün bu olumsuz çevre koşullarına karşın Hindistan’da insanlar oldukça sıcakkanlı. Özellikle çocuklar yabancı birilerini gördükleri anda el sallayıp selam veriyor, yanınıza geliyor, hatta sizinle tokalaşmak istiyorlar. Turistik bir lokasyonda okul gezisine çıkmış yüzlerce çocuk bir anda elimizi sıkmak için yanımıza geldi. Yüzlerindeki mutluluğu, meraklı bakışlarını ve içtenliği görebiliyorsunuz. Hizmet sektörü de son derece gelişmiş. Her daim sizi memnun etmeye çalışıyorlar. Bununla beraber zaman zaman biraz ısrarcı olduklarını söyleyebilirim.

Hindistan’da olmanın bir başka olumlu yanı da İngilizce’nin resmi dil olması sebebiyle birçok ülkeye nazaran çok daha rahat iletişim kurabiliyor olmanız. Ancak büyük şehirlerden uzaklaşıldığında herkes çok iyi İngilizce anlamıyor. Söylediklerinize tamam deseler de, bambaşka sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz.

Hindistan’ın en sevdiğim yönlerinden bir diğeri çevre kirliliğine rağmen yemyeşil bir ülke olması. İnançlarından ötürü çevreye ve hayvanlara zarar vermeyen Hindular ağaçlara da dokunmamışlar. Ancak bu denli yeşillik bile hava kirliliğine mani olamamış. Normalde kedi, köpek ve kuşlarla sınırlı bir habitatta şehir hayatını sürdürdüğümüz için Hindistan’daki yaşam şekli oldukça farklı geliyor. Sokaklarda gezen inekler, maymunlar, sincaplar görüyorsunuz.

.Hindistan’da inançları gereği inek kutsal sayılıyor. Sütünden yararlanmakla birlikte, hayvanın eti yenmediği için özellikle sütten kesilmiş olan ineklerin etrafta başıboş gezdiğine veya çevrede otladığına şahit oluyorsunuz. Öte yandan Hindistan en çok inek ihraç eden ülke. Maymunlar da Hindistan’da kutsal sayılan hayvanlardan. Etrafta çok sayıda maymun var. Ancak kuduz yaygın olduğu için maymunların etrafında elinizde yiyecek bulundurmamanız ve göz teması kurmaktan kaçınmanız gerekiyor. Ülkedeki köpek ve sincap popülasyonu da oldukça yüksek. Dünyanın sahibi gibi değil, doğayla iç içe ve ona saygı duyarak yaşadığınızı hissediyorsunuz. Diğer canlılarla bir arada yaşamak insana mutluluk veriyor.

Hindistan’da halk ne yazık ki benim tahmin ettiğimden çok daha fakir. “Hint fakiri” tabirinin ne demek olduğunu bu seyahatte çok daha iyi anlıyorsunuz. Hindu inancıyla bağlantılı olarak bir sonraki hayatlarında daha iyi koşullara sahip olmak adına, oldukça kötü koşullara sahip olsalar dahi durumlarını kabullenmiş ve mutlu görüyorlar. Her ne kadar dışarıdan bakarak gözlemleme şansım olmasa da, kast sistemi Hindistan’da hala geçerliliğini koruyor. Yasalar önünde eşit sayılmakla birlikte, lokal rehberimiz devletin alt kasttakilere bir takım kolaylıklar sağlayarak pozitif ayrımcılıkta bulunduğunu söyledi.

Hint mutfağı ile ilgili bir yazı ayrıca kaleme alacağım, ancak iyi bir tur acentesiyle seyahat ettiğinizde ve turistik sayılabilecek lokasyonlarda yediğinizde herhangi bir problem ile karşılaşmadığınızı söyleyebilirim. Turistik yerlerde yemekler baharatlı olmakla birlikte rahatsız olmayacağınız seviyelerde ayarlanıyor. Bol bol sebze, tavuk ve mercimek (dal) yemeye hazırlıklı olun. Sıcak sıcak servis ettikleri ekmekleri “naan” son derece leziz ve Türk damak tadına uygun. Hint mutfağı bana hitap eden ve sevdiğim bir mutfak, ancak baharatlarla aranız yoksa ya da mide rahatsızlığınız varsa alternatifleriniz sınırlanıyor. Yemekler bol soslu ve baharatlı (masala) oluşlarıyla sadelikten uzak oldukları için reflü gibi rahatsızlıkları olanların işi zorlaşıyor. İlaçlarınızı ve probiyotiklerinizi mutlaka yanınızda bulundurmalısınız.

Bazı olumsuzluklarına rağmen Hindistan benim için ufuk açan seyahatlerimden biri oldu. Dünyanın altıda birinin bambaşka bir hayatının, inanışının ve kültürünün olduğunu gördüm. Ülkemde sahip olduklarıma şükrettim. Hindistan’ın diğer bölgelerine de gitmeyi kesinlikle arzu ediyorum ve bütün gezginlere Hindistan’ı görmelerini tavsiye ediyorum. Ancak çevredeki hijyen koşulları sizin için dayanılmaz oluyorsa ve ciddi mide rahatsızlıkları yaşıyorsanız gitmeden önce iyi düşünmenizde ve araştırma yapmanızda fayda var.