Japonların Geleneksel Çay Seremonisi “Chado” (2. Bölüm)

“Chado”nun Ardındaki Felsefe

Yazımın birinci bölümünde çayın Japonya’daki tarihi serüvenine beraber tanıklık etmiştik. Şimdiyse sıra, bu ritüelin aşamalarına ve dayandığı felsefeye birlikte göz atmakta.

Chado’nun Türkçe’de birebir kelime karşılığı bulunmasa da, “çayın (cha) yolu (do)” benzeri bir anlamı olduğunu söyleyebiliriz. İsminin vadettiği gibi bu sade ritüelin izlediği bir yol, ardında yatan bir felsefe bulunmakta.

Chado’nun temelde dört ana prensibi var. Bunlar wa (uyum), kei (saygı), sei (saflık) ve jaku (huzur). Kısaca özetlemek gerekirse; hem bulunulan ortam, hem de misafirle olan karşılıklı uyum ve anlayış ritüelin olmazsa olmazı. Geleneklere, tarihe, kullanılan objelere ve ritüelin gerçekleştirildiği kişilere gösterilen saygı ve iyi niyet öğretinin önemli bir parçasını oluşturuyor. İçinde bulunduğumuz kaotik düzende ulaştığımız huzur evresiyse tüm bu prensiplerin uygulamasının doğal bir sonucu olarak açığa çıkıyor.

Chado öğretilerinin Zen Budizmiyle oldukça yakın bir ilişkisi var. Yoga severlerin de tanıdığı “anda kalmak”, “anı yaşamak” gibi öğretilerde, Zen Budizminin yoğun etkileri görülmektedir.

Chado, “ichigo ichie” denen çok önemli bir felsefi konseptin üzerine kurulu. Misafirinize çay hazırlarken bu kişiyle hayatınızdaki son karşılaşmanız olacakmışçasına, elinizden gelenin en iyisini yapmanız aşılanıyor. Çayın da mutlaka misafirlerin önünde hazırlanması gerekiyor.

Japonların Türkçe’de açıklamakta zorlandığımız, kendi kültürleriyle harmanlanmış birçok kelimeleri bulunuyor. Örneğin, “kokoire” kelimesi “tüm kalbinle kendini çay seremonisine adamak” anlamına geliyor. Yalnızca çay seremonisine özel olarak kullanılan bunun gibi daha birçok kelimeleri mevcut. Yeri gelmişken belirtmekte fayda var; Chado’yu Japonca’da doğru bir şekilde telaffuz etmek isterseniz, bu kelimeyi “sado” olarak okumanız gerekiyor.

Matcha ile Yapılan Ritüel

Çay seremonileri Japonya’da bir meditasyon niteliği taşıyor ve büyük bir özenle gerçekleştiriliyor. Kimonolar giyilip özel tatami halılar üzerinde oturularak çay servis ediliyor. Chado’da kullanılan çayın adı ise matcha çayı. Matcha, toz haline getirilmiş bir yeşil çay çeşidi olan gyokurodan elde ediliyor. Faydaları saymak ile bitmeyen matcha çayı oldukça kuvvetli bir antioksidan. Matcha ile çay seremonileri dışında da sık sık karşılaşıyorsunuz. Matcha latte, matchalı dondurma, matchalı çikolata gibi ürünler bunlardan yalnızca birkaçı. Bazı yerlerde çay öncesinde bölgenin savaş döneminde yaygınlaşmış eski bir tatlısı ikram ediliyor. Böylece içeceğiniz matchanın acılığı da dengelenmiş oluyor. Matchanın bu kadar acı olması, içebilmek için çaya konsantre olmanızı gerektiriyor. Bitirebilmek için bütün dikkatinizi çaya veriyorsunuz. Gerçekten de bu çayın içimi hiç kolay değil.

Çayı hazırlamaya başlamadan önce, kullanılan araç gereçler mutlaka sıcak su ile yıkanıyor. Sonrasında çayın hazırlanacağı kasenin içine sıcak su konarak kase ısıtılıyor. Bu su döküldükten sonra kaseye matcha tozu ve yeni sıcak su eklenerek özel bir bambu fırça yardımıyla karıştırılıyor. Karıştırma işlemini yaparken önemli olan nokta bambu fırçayla yalnızca ileri geri hareketler yapmak. Çayın sıcaklığı çırpmanın etkisiyle 65 derece civarına düşüyor. Böylece çayınızı servis edilir edilmez rahatlıkla içebiliyorsunuz. Misafire ikram edilen çay içildikten sonra araç gereçler temizlenerek yerine kaldırılıyor.

Benim Kyoto’da gitmiş olduğum yüzyıllardır kullanılan bir çay eviydi. İçerisinde ata yadigarı eşyaların bulunduğu ve basmanızın yasak olduğu bir köşeye sahipti. Japonya’ya giderseniz onlar için çok özel bir yeri olan çay seremonilerinden birine mutlaka katılmanızı ve deneyimlemenizi tavsiye ederim. Çay ustalarıyla birlikte matchanızı hazırlayacağınız unutulmaz bir deneyim olacak, ancak matchanın tadını ne kadar seveceğinizin garantisini maalesef veremiyorum.

2 comments

  1. Bu kadar detaylı bilgiyi gayet başarılı özetlemişsin,kutluyorum

Comments are closed.